27 Mayıs 2016 Cuma

25.05.2016


Kediler hiç uyumadı
O sokağa hiç uymadı
Belediyeler koymadı
Işıkları kedi için koymadı
                                  Beni Mars'a Götürsene-...


"Hadi gidelim."
"Nereye gidebiliriz ki en fazla?"
"Mars'a."

Senin tek derdin hangi şapkanı alacağın olsun. Sonra karar vereme, dengesizliğin tutsun, bırak tüm şapkaları. Sabaha doğru uyuyakaldığında ben hepsini gizlice geri koyayım bavula. Çocuklar gibi sevin sen de, çocuk gibi sarıl bana. Sadece sarılalım biz, herkes başarır öpmeyi, bizim başarımız sarılmak olsun.

Tam kapıdan çıkacakken ağır gelsin bavul. Sıkılalım. Saate bakalım. Mekiği kaçıralım, bir sonrakine binsek de olur. Boşaltalım bavulu, sadece sırt çantalarımızı alalım. Senin şapkaların sığmasın çantana, birazını benimkine koyalım. Kim ne yapsın uzayda makyaj malzemesini. Alerji ilaçlarını unutmayalım ama, belki kediler vardır orada da.

Apartmandan çıkalım, kapının yanındaki kedi maması dolu poşetlerden birini çalalım, oradaki kediler yememiştir hiç bunlardan. Vapur kalkmak üzere olsun, kornişini çalsın. Koşalım ama yetişemeyelim. Üzülmeyelim, elimi tut. Sen elimi tutarsan üzülmem zaten. Gelen vapura ilk biz binelim. Rüzgar olsun, açık havada oturalım. Üşüsem de açıkta oturalım. Sen bana sarıl, ellerimi tut. Hep soğuk olan ellerim ısınsın sen tutunca.

Sonunda yetişelim mekiğe. Biraz ayıplar gibi baksınlar bize, umursamayalım. Birbirimize bakalım, gülümseyelim. Sen yine elimi tut.

O aptal uzay kıyafetlerini getirsinler. Bembeyaz kıyafetlere bakarken, sen "Bunun siyahı yok mu?" diye sor. Yine ayıplasınlar bizi, salak salak gülelim. Senin yanakların diş çektirmiş gibi görünsün o başlığın altında. Kendi halimden bihaber, güleyim haline. Sen hep güzel bak.

Yer çekimsiz ortama girelim, elimi tut. Dengemiz bozulursa birlikte bozulsun. Mekik iniş yapamasın, Mars da İstanbul'a dönmüş olsun iyice. Birkaç tur daha atalım çevrede. Camdan bakalım iş çıkışı metrobüsüne benzeyen gezegene. Vazgeçelim o an inmekten. Uzay kıyafetleriyle gezegene atlayan kişiler "İnmiyor musunuz?" diye sorsunlar. Cevabı beklemeden terk etsinler mekiği.

"Satürn'e çek kaptan." de birden sen. Mekiğin bilgisayar sistemine minibüs şoförü muamelesi yapmana mı güleyim, en sevdiğim gezegene gitmek istemene mi sevineyim, emin olamayayım bir türlü. Yüzümde salak bir sırıtışla bakakalayım sana, gözlerimiz kesişsin. Sen elimi bırakma.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder