굳이 너여야만 하는 이유는 묻지마
그저 내 곁에 stay with me
Stay-Blackpink
Zamanı hızlı aktıran insanlar vardı. Tesadüflerinizin artık tesadüflükten çıktığı, tüm bunların olmasına sebep bulamadığınız insanlar. Hayatınıza devam etmeyi sürdürürken hep o yerde duran birileri işte. Onunla birlikte olması da şart değil, onunla ilgili herhangi bir şey yaparken, resmine bakarken mesela zamanın nasıl çabuk geçebildiğini anlayamazsınız. Hani o sevmediğim beden dersinde herkes giyinip sıraya geçene dek yıl geçiyordu ya bana göre, oysa 10 dakika bile olmamıştı. Buysa boş derslerden bile, 5 dakikalık o son tenefüsten bile hızlı geçiriyor zamanı.
Zaman öyle hızlı akarken acele davranmaktan bir o kadar korktum. Bir şeylerin yerli yerine oturması, yavaş olmasına bağlıydı bende. Tembelliğimden değil, sağlamlık kaygımdan. Sil baştan yapmaktan korktuğumdan. Usul usul ilerleme gayemle zamanı hızlı aktırması büyük çelişkiydi. Varoluşunun bile çelişkisine inanan biri olarak çok şaşırmıyorum buna da.
Zaman demiştim, değil mi? Eğer biriyle herhangi bir yerde herhangi bir yüzyılda yaşayabileceğinize inanıyorsanız orada vardır bir şeyler. Bilmiyorum, çok korkup kaçıyorum sanırım. Oysa zaman geçiyor. İçimden geldiği gibi davranma huyumu toparlanamama korkum dizginliyor sürekli. Öylesine değil çünkü tüm bunlar. Ben enerjiye pek inanmam ama ruh bağına inanıyorum tüm varlığımla. Ve tesadüflere inanmayı da hiç seçmedim. Bu ruh bağıyla alakalı bence direk. Yani biriyle ruhlarınız arasında bir bağ varsa tüm o tesadüfler gerçekleşiyor. Ruh bağı hem kafayla hem kalple olan bir şey. Korktuğumsa o yanılma payı.
Bencilce gelebilir ama sırf başkaları mutlu olsun diye vazgeçemem bir şeylerden. Bu vazgeçerek mutluluğu yakalayabileceğim bir şey değil. Hem ne demiştik? Mutluluk konusunda benciliz hepimiz biraz. İyiliği yapınca mutlu oluyorsak, bu bile bencillik. Başkalarını düşünerek yaşadığımız hayatın zaten bize ait olamayacağını düşünürsek, bu pek yanlış sayılmaz.
İçimde kalan bir ton cümle var şimdi, hep ayrı tellerden çalan ve ancak yüz yüzeyken dile getirebileceğim. Sağım solum belli olmuyor pek, bakalım söyleyecek miyim? Kim bilir, belki bir gün Boğaz Köprüsü olurum. Belki de o tesadüfler köprünün uçlarını bizim ayaklarımıza bağlar. Belki tüm köprüler yıkılır, denizin ortasında karşı karşıya geliriz. Bence bu gidişle Satürn'de bile buluşabiliriz. Hayır demem.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder