9 Kasım 2015 Pazartesi

09.11.2015













O zaman hemen git radyoyu aç, bir şarkı tut
Ya da bir kitap oku mutlaka, iyi geliyor
Ya da balkona çık, bağır bağırabildiğin kadar
Zehir dışarı akmadan yürek yıkanmıyor
                                                   Gidemem - Sezen Aksu


Bir zamanlar bir şekilde kalbimden geçmeyi başarmış adamların yara izleri var bende. Dokunmadığım, dokundurmadığım, iyileşmeyecek izler. Asla iyileşmesine izin vermeyeceğim, kalıcı izler. Karşıma kim çıkarsa çıksın iyileştiremeyecek izlerimi. Onlar benim çünkü. Onlar ben'im. Beni olduğum kişiye dönüştürdü her biri. Benliğimi borçluyum onlara ben.
İzleri açan adamları ise izlerinden tanıyorum ancak. Onlarla ne yaşadığım, bana ne dedikleri veya benim onlar için ne hissettiğim önemli olmayan detaylar. İlgilendiğim tek şey açtıkları yaralar. Asla benden gitmeyecek tek şey o yaralar.
Tüm o yaraları açıp da hala çok mutlu, hatta benim hayatlarında olduğum zamanki hallerinden çok çok daha mutlu olmaları beni asıl kıran şimdi. En azından bu aralar buna kafayı takmış durumdayım. Yara açınca daha mı mutlu olur insan? Ceza değil de ödül mü alır? Bunun böyle olduğunu düşünmek dahi istemiyorum. Yara açmaktan asla zevk alamam. Kimseye yapamam bunu. Açamam kimsede rastgele yaralar. Ne kadar acıdığını biliyorum. Kimse bu acıyı çekmemeli.
Çok büyük bir günah işlediğimi de düşünüyorum öte yandan. Bir şey yapmış olmalıyım. Tüm bu yaraların bir sebebi olmalı, her birinin.
Üstelik artık aşık olabileceğim ihtimali de yok benim için. O kadar çok yanlış tercih yaptım ki, matematiksel bir hesaplamayla doğru tercihin benim için neredeyse imkansız olduğunu söyleyebilirim. Sanırım hiç barışmayacağız, aşkla ben yani. Yeniden canımı yakacaksa barışmayalım da zaten.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder